En
bilinmezlerden biridir ölüm ve ölümden sonraki yaşam. Aslında Günümüzün
farkındalık düzeyine bakacak olursak ölümü ve sonrasını anlamak hiç zor
değildir. Keza Kutsal Kitapların da bu konuda verdikleri bilgilerle paralel bir
yol izler. Daha doğrusu ilahi öğretilerin aktardığı bilgileri günümüzün
ruhsallık ilmi ışığında açıklamak mümkündür. Her canlı ve her nefis ölümü
tadar. Ölüm yaşayan ve bilince sahip her varlık için kaçınılmaz bir durumdur.
Kimi varlık uzun, kimi varlık kısa ömre sahiptir ve hiçbir varlık sonsuza kadar
aynı bedende yaşamaz. Ebedi Sonsuzluk sadece
Yaratıcı’ya mahsustur. İstisnasız tüm yaratılmışlar buna gezegenler ve
yıldızlar da dâhil ölürler.
Ölüm nedir?
Ölüm denilen durumun sadece fiziksel yapılı bedenler için geçerli olduğunu
biliyoruz. Her beden bir Ruh parçası taşır. Ben bu ruh parçacığına alt ruh
diyorum. Alt Ruhlar, Kök Ruhlara
bağlıdırlar. Bu kök Ruhlar belki bir Gezegenin ruhu belki bir yıldızın ruhudur.
Belki bağımsız bir ruh küme’si gibidir. Kök ruhlar bilinçsel olarak daha çok
Süptil boyutlarda olurlar.
Örneğin Dünya gezegeninin ruhu Gaia’dır. Dolayısıyla Gaia’ya bağlı olan ruhlar Gaia kolektif bilincine bağlıdırlar. Ruh parçacıkları zaman zaman farklı kökruhlara transfer edilebilirler. Bunun nedeni o kökruhun yükseliş için desteğe ihtiyaç duymasıdır. Yükselmiş bir Kök veya ANARUH kendi altruhlarından farklı kökruhlara destek amaçlı intikal edebilir. Çünkü bu ANARuhlar da bir ÜstRUH’a bağlıdırlar. Ve tabii tüm bu ANARUHLAR ve ÜstRuhlar, ÖZ’e yani Yaratıcı’ya bağlılar. Bu nedenledir ki hepimiz aslında Yaratıcı’nın bir parçasıyız. Onun Nur’unu taşırız. Benliğimizde sürekli O’nu arar ve O’nu özleriz.
Bedenlerdeki ruhlar daha çok bilinçsel bir yapıya sahiptirler ancak bu bilinçel yapılardaki ruhlar Kök ruha bağlıdırlar. Deneyimler KökRuhlara dönüş yaparak birikir. Bu birikim bir bilgi haznesi oluşturur ve psişik anlamda yetenekli kişiler bu bilgi haznelerine bir bedendeyken de ulaşabilirler. Bunlar ilhamlar veya fiziksel kaynağı olmayan bilgiler olarak kişide açığa çıkabilir. Ruh sonsuzdur ve asla ölmez. Aynı ANARUH (kökruh)’a bağlı altruhlar, ruh eşleridirler. Bu altruhlar her bireyin diğer BEN’leridirler. Her biri farklı gezegen ve farklı boyutta olabilir.
Beden öldükten sonra ne olur?
Her beden bir deneyim demektir. AltRuhlar deneyim kazanmak için özellikle alt ve orta boyutlarda yaşayabilmek için bir bedene ihtiyaç duyarlar. Bu bedenler altruhların fiziksel planlara uyumlanmasını sağlar. Yani fiziksel planlarla iletişim ve bağlantı kurması için bir köprü oluştururlar.
Her beden ve her altruhun deneyimlerine göre bir titreşim frekansı vardır. Titreşmek istisnasız her zerrenin ve her kütlenin, yapısal farklar gözetmeden sahip olduğu bir özelliktir. Süptil veya fiziksel olarak varolan her şey titreşir. Zaten onları birbirinden ayıran şey de titreşim frekansı seviyelerdir. Titreşim seviyesi yüksek olanları bizler 3.boyutta ruhsal ve süptil olarak algılarız, oysa fiziksel yapıları da olabilir. Bedendeki Ruhun titreşim frekansı fiziksel bedene göre daha yüksek olur. Bu nedenle de Fiziksel
Örneğin Dünya gezegeninin ruhu Gaia’dır. Dolayısıyla Gaia’ya bağlı olan ruhlar Gaia kolektif bilincine bağlıdırlar. Ruh parçacıkları zaman zaman farklı kökruhlara transfer edilebilirler. Bunun nedeni o kökruhun yükseliş için desteğe ihtiyaç duymasıdır. Yükselmiş bir Kök veya ANARUH kendi altruhlarından farklı kökruhlara destek amaçlı intikal edebilir. Çünkü bu ANARuhlar da bir ÜstRUH’a bağlıdırlar. Ve tabii tüm bu ANARUHLAR ve ÜstRuhlar, ÖZ’e yani Yaratıcı’ya bağlılar. Bu nedenledir ki hepimiz aslında Yaratıcı’nın bir parçasıyız. Onun Nur’unu taşırız. Benliğimizde sürekli O’nu arar ve O’nu özleriz.
Bedenlerdeki ruhlar daha çok bilinçsel bir yapıya sahiptirler ancak bu bilinçel yapılardaki ruhlar Kök ruha bağlıdırlar. Deneyimler KökRuhlara dönüş yaparak birikir. Bu birikim bir bilgi haznesi oluşturur ve psişik anlamda yetenekli kişiler bu bilgi haznelerine bir bedendeyken de ulaşabilirler. Bunlar ilhamlar veya fiziksel kaynağı olmayan bilgiler olarak kişide açığa çıkabilir. Ruh sonsuzdur ve asla ölmez. Aynı ANARUH (kökruh)’a bağlı altruhlar, ruh eşleridirler. Bu altruhlar her bireyin diğer BEN’leridirler. Her biri farklı gezegen ve farklı boyutta olabilir.
Beden öldükten sonra ne olur?
Her beden bir deneyim demektir. AltRuhlar deneyim kazanmak için özellikle alt ve orta boyutlarda yaşayabilmek için bir bedene ihtiyaç duyarlar. Bu bedenler altruhların fiziksel planlara uyumlanmasını sağlar. Yani fiziksel planlarla iletişim ve bağlantı kurması için bir köprü oluştururlar.
Her beden ve her altruhun deneyimlerine göre bir titreşim frekansı vardır. Titreşmek istisnasız her zerrenin ve her kütlenin, yapısal farklar gözetmeden sahip olduğu bir özelliktir. Süptil veya fiziksel olarak varolan her şey titreşir. Zaten onları birbirinden ayıran şey de titreşim frekansı seviyelerdir. Titreşim seviyesi yüksek olanları bizler 3.boyutta ruhsal ve süptil olarak algılarız, oysa fiziksel yapıları da olabilir. Bedendeki Ruhun titreşim frekansı fiziksel bedene göre daha yüksek olur. Bu nedenle de Fiziksel
bedenimizin
algılayamadığını rüya veya 3.göz üzerinden farklı yollarla ruhsal bedenimiz algılar ve görür.
Fiziksel bedenimizin titreşim frekansı Ruhsal bedenimizin titreşim frekansını etkiler. Beden öldükten sonra bu frekans Ruhsal bedene aktarılır ve ruhsal bedenimizin frekans seviyesi bedensel ve ruhsal frekansın ortalama seviyesine göre belirlenir. Bir kişi tüm yaşamı boyunca sergilediği davranış biçimi, eylemleri ve yaptıklarının sonucu, elde ettiği deneyim ve tekâmül için kazandığı farkındalık seviyesine göre bedensel ve ruhsal olarak etkilenir ve bu da her bedenin titreşim frekansını belirler. Beden ve Ruh frekansı bedenin ölümüyle birlikte birleşerek, o kişinin o boyut ve dünyadaki yaşamı sonucu ulaştığı titreşim frekansı ölümden sonra ortaya çıkarak, bir sonraki yaşamı için belirleyici olur.
Evrensel ilahi nizamın işleyişi ilahi kurallara ve nizama bağlı olarak işler. Kişi bu titreşim seviyesine göre uygun olduğu bir boyut ve dünyaya transfer olarak farklı deneyimler kazanmaya başlar. Titreşim seviyesi aynı boyuta uyumluysa aynı dünyaya bir daha geri dönmez, ama aynı boyutta farklı bir alanda farklı bir yaşam deneyimlemeye başlar.
AltRuhlar bedenin işlevsiz gelmesiyle (ölüm) ANARUH (kökruh) a dönüş yaparlar ve burada frekans seviyeleri analiz edilir. Bu analizden sonra
Bu uygunluk alt boyutlar veya üst boyutlara intikal edilmesine neden olacağından yaşadığı dünyadaki eylemleri son derece önemlidir. Bu nedenledir ki tüm insanların pozitif eylemler yaparak frekanslarını yükseltmeleri istenir.
Alt boyutlar zorlu yaşamlar ve çetin sınavlar içerir. En alt boyutlarda ciddi anlamda hiç kimsenin yaşamak istemeyeceği zorlu ve çetin koşullar vardır. Bunun nedeni tabii ki kişinin zorlu koşullarda deneyimler kazanarak farkındalık ve tekâmüle erişmesini sağlamaktır. İnsan ı Kamil olma yolu sanıldığı kadar kısa vadeli değildir. Ancak herkes sadece yaşadığı hayatı bildiğinden önceki yaşamlarını hatırlamaz. Keza önceki deneyimlerinden gelen bilgiler onun olgunluk ve farkındalık düzeyini belirler.
Titreşim frekansı üst boyutlara uygun olan kişiler şuanki 3.boyutumuza göre süptil olan boyutlarda yaşamaya devam ederler ve o planı deneyimlerler. Maddeselliğin son derece farklı olduğu üst boyutlardaki varlıklar alt boyutlardaki varlıkları uyanış ve benzeri durumlarda desteklerler. Gerek duyulursa tekrar alt boyutlara enkarne olup görevli olarak o dünyada deneyim yaşayan diğer ruhlara yol göstericiler ve destekleyiciler olarak ortaya çıkarlar.
Ancak alt boyutlarda deneyim yaşamak için transfer olmuş altruhlar bir daha dünya boyutuna dönemezler, böyle bir seçenekleri olmaz.
İntihar eden bireyler tekâmülün deneysel kuralına uymadıklarından negatif varlıkların altboyutlardaki esirleri olarak tutsak edilirler ve bedenlenemezler. Hem kendilerinin, hem de bağlı oldukları ruh kolektifinin tekâmülünü olumsuz yönde etkilerler. Bu sebeple intihar tüm ilahi öğretiler ve kutsal metinlerde kesinlikle yasaklanmıştır.
Her bir altRuh Tekâmülünü tamamlayıp KÖKRuh’un en üst seviye frekansına ulaşana kadar farklı boyutları deneyimlemeye devam eder. Bu döngü en üst boyuta ulaşana kadar süre. Tüm Ruhlar bütün bir ruh kolektifine bağlılar. Bu ruh kolektifi en üst seviye titreşime ulaştığında artık hiçbir alt ruh düşük titreşime sahip değil demektir. Bu nedenle tekâmülün son aşamasına gelen her bir alt ruh ister istemez diğer ruh parçacıklarının da tekâmülünü bekleyecektir.
Unutmayalım ki kötü ve negatif
eylemlerimiz titreşim frekansımızı düşürür ve alt boyutlara geçmemize neden
olur, iyi ve pozitif eylemlerimiz ve Yaratıcı'yla oluşturduğumuz güçlü bağlar
titreşim frekansımızı yükseltir. Ve aslında Tanrı'nın bizden istediği iyi
insanlar olup, güzel ameller işleyerek üst boyutlara geçmemiz için titreşim
frekansımızı yükseltmemizdir. Kutsal metinlerden alt boyutlar cehennem, üst boyutlar isecennet olarak geçer. Keza bu cennetler, cennet katmanının en alt seviyeleridir
ve ebedi cennet farklıdır.
27.04.2019 ©Hazar Tandoğan
İslamı farklı bir dille anlatmışsınız. Harika bir makale.
YanıtlaSilÖlümden sonrasını hep düşünürdüm. İnsanların yaşarken elde ettikleri pozitif ya da negatif puanlara göre değerlendirileceklerini kutsal kitabımızdan biliyoruz. Bu değerlendirme sonucu olumlu yanları fazla olanın ödüllendirileceği, olumsuz luğu fazla olanın da cezalandırılacağı cennet yada cehenneme gideceğini de biliyoruz Kur' andan. Sizin makalenizle bu değerlendirme sonucu iyi insan olan ruhun bir üst boyutta daha yüksek titreşimli başka bir gezegen yada evrende deneyimlerine devam edeceğini, kötü insanın ruhununda yani düşük frekanslı ruhların da bir alt boyuta geçeceğini öğrendim. Ben de böyle olacağını düşünüyordum. Alt boyuta geçmek daha zorlu koşullar, deneyimler anlamına geliyor bu durumda. Bu boyuttaki deneyimleri yada sınavları biten insanın bedeni ölüyor fakat ruhu başka boyutlarda Yaşamaya devam ediyor.Herkesin titreşimi yüksek olur inşallah ve sonunda ışık olur. 💖
YanıtlaSil