Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında
ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her
iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan
Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır.
Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık
olduğunu söyleyebiliriz. Antarktika
uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu
da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça
mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif
ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri
çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti.
Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve sömürücü faaliyetlerini sürdürmektedirler. Arkon’lar farklı özellikleri olan bir ırktır ve farklı bir evrenden bizim evrenimize sızdılar. Eterik varlıklar olarak evrenimizde tezahür eden bu tür, fiziksel yapılı bedenlerin DNA’sını değiştirerek parazitleniyorlar ve türleri bu şekilde yönetiyorlar. Zira bizim evrenimizde yaşamak için fiziksel bedenlere ihtiyaç duyuyorlar.
Sirius’lular Orion’daki bu istiladan sonra harekete geçip negatif ittifakın bir
sonraki hedeflerinin Dünya gezegeni olduğunu anladıklarında gezegenimizi koruma
altına almışlardır. Dünya üzerinde Sirius’lular ve negatif ırklar arasında gerçekleşen
birçok savaş oldu. Agartha uygarlığı, Sirius, insanlar ve dünya üzerinde
yaşayan Elflerin birliğiyle inşa edildi. Yüzeyde yaşayan Elfler ve insanlar
negatiflerin saldırısı sonucu ağır kayıplar verip yeraltına sığınarak bu
uygarlığı inşa ettiler. Yer altı üslerde Sirius’uların desteğiyle güçlerini
toplayan ve gelişen bu topluluk yüzeydeki negatif oluşumu etkisiz hale getirdiler
ve yüzeyde Atlantis ve Mu medeniyetleri ortaya çıktı. Ancak Negatiflerle
(Reptoidler ve Negatifize olmuş Orion’lulardan oluşan Anunnakiler) savaşlar
şiddetli bir şekilde yine başladı. Nükleer savaşlar sonucu Atlantis ve Mu
medeniyetleri Yok oldu.
Bu savaşlardan kurtulanların büyük bir kısmı Antarktika’da yeni bir medeniyet inşa ederek kendilerini dünyadaki olaylardan uzak tutmaya çalıştılar. Antarktika’ya yerleşenler pozitif niyetlere, evrensel ve bütüncül felsefe ve düşünceye sahip son derece sevgi dolu ama bir o kadar da savaşçı bir ruha sahipler. Kuzey kutbu, Grönland bölgesinde negatif varlıklara ait üsleri gözlemlemek için gizli bir üsleri daha bulunmaktadır ve bu üs Antarktika’ya bir portalla bağlanır. Dünyayı titizlikle gözlemliyorlar, özellikle nükleer savaş riski ortaya çıktığında müdahalede bulunuyorlar.
Antarktika
Güney kutbun buzullarla çevrelediği geniş ve Güneş ışığından faydalanmak
için yansıtıcı aynaları olan yeşil bir vadidir. Aynalar sayesinde güneşin ışık,
ısı ve enerjisinden faydalanıyorlar. Alanın ayrıca bir koruyucu enerji kubbesi bulunmaktadır
ve bu kubbe Antarktika’nın dünyanın havasal dengesizliklerinden, Chemtrails ve
haarp gibi olumsuzluklardan korunmasını sağlıyor. Kubbe yarım daire şeklinde
olup yansıtıcı aynalar bu kubbenin üzerine yerleştirilmiştir. Kubbenin iç kısmında güneş enerjisini
depolayan devasa bir küre bulunur.
Antarktika halkı genelde sarışın, yeşil ve mavi gözlüler. Elf varlıkları andırıyorlar. Erkeklerin saçları kadınlara göre daha uzun ve sarının daha çık renklerindedir. Birçok nesli tükenmiş bitki ve diğer canlı türeri bu alanda koruma altındadır. Efsanevi canlıların çoğunu bu alanda görmek mümkündür. Galaktik Pozitif ittifakla işbirliği içerisindeler. Kullandıkları hava araçları genelde yumurta şeklinde ve zeplinleri andırıyor ancak hız ve yapı olarak tamamen farklılar. Farklı bir frekansta titreşir ve farklı frekanslara girerek kamufle veya görünmez olabiliyorlar. Uygarlık merkezi bir sistemle yönetiliyor ve herkes eşit imkânlara sahiptir. Yönetimdeki temel kurallar ve prensipler değişmez olduğundan yönetici kadroda gönüllü olarak da görev alabiliyorlar. 5 milyonluk bir nüfusa sahip bu alanda para sistemi yoktur. Yani parayla alış verişler yapılmıyor. Keten ve kenevir gibi bitkilerin liflerinden ipler yapılarak giysiler yapıyorlar. Herkes ihtiyacı kadarını belirlenmiş yerlerden alır. Genelde Beyaz ve Krem giysiler kullanıyorlar. Bu yaşam felsefesi Agartha yaşam felsefesiyle paraleldir. Bölge tamamen dezenfeksiyon edilmiştir ve hastalık durumları yoktur ancak 300 ile 400 dünya yıl arası ömürleri var. Et ve hayvansal ürünlerle beslenmiyorlar. Pişmemiş Meyve ve sebze ve güneşin sıvılaştırılmış ve içecek olarak kullanılabilen ışığıyla besleniyorlar. Keza meyve ve sebzelerin besin değeri oldukça yüksek olduğundan başka bir besin kaynağına ihtiyaç duymuyorlar. 7.boyut frekansına ulaşmış olduklarından sadece ışıkla beslenen bireylere de sahipler. Alanlarının frekansı farklı olduğu için bizim dünyamızın fiziksel göz ve cihazlarıyla gözlemlenmesi imkânsızdır.
©Hazar Tandoğan; 28.07.2018; 18:00
Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve sömürücü faaliyetlerini sürdürmektedirler. Arkon’lar farklı özellikleri olan bir ırktır ve farklı bir evrenden bizim evrenimize sızdılar. Eterik varlıklar olarak evrenimizde tezahür eden bu tür, fiziksel yapılı bedenlerin DNA’sını değiştirerek parazitleniyorlar ve türleri bu şekilde yönetiyorlar. Zira bizim evrenimizde yaşamak için fiziksel bedenlere ihtiyaç duyuyorlar.
Bu savaşlardan kurtulanların büyük bir kısmı Antarktika’da yeni bir medeniyet inşa ederek kendilerini dünyadaki olaylardan uzak tutmaya çalıştılar. Antarktika’ya yerleşenler pozitif niyetlere, evrensel ve bütüncül felsefe ve düşünceye sahip son derece sevgi dolu ama bir o kadar da savaşçı bir ruha sahipler. Kuzey kutbu, Grönland bölgesinde negatif varlıklara ait üsleri gözlemlemek için gizli bir üsleri daha bulunmaktadır ve bu üs Antarktika’ya bir portalla bağlanır. Dünyayı titizlikle gözlemliyorlar, özellikle nükleer savaş riski ortaya çıktığında müdahalede bulunuyorlar.
Antarktika nasıl bir yerdir?
Antarktika halkı genelde sarışın, yeşil ve mavi gözlüler. Elf varlıkları andırıyorlar. Erkeklerin saçları kadınlara göre daha uzun ve sarının daha çık renklerindedir. Birçok nesli tükenmiş bitki ve diğer canlı türeri bu alanda koruma altındadır. Efsanevi canlıların çoğunu bu alanda görmek mümkündür. Galaktik Pozitif ittifakla işbirliği içerisindeler. Kullandıkları hava araçları genelde yumurta şeklinde ve zeplinleri andırıyor ancak hız ve yapı olarak tamamen farklılar. Farklı bir frekansta titreşir ve farklı frekanslara girerek kamufle veya görünmez olabiliyorlar. Uygarlık merkezi bir sistemle yönetiliyor ve herkes eşit imkânlara sahiptir. Yönetimdeki temel kurallar ve prensipler değişmez olduğundan yönetici kadroda gönüllü olarak da görev alabiliyorlar. 5 milyonluk bir nüfusa sahip bu alanda para sistemi yoktur. Yani parayla alış verişler yapılmıyor. Keten ve kenevir gibi bitkilerin liflerinden ipler yapılarak giysiler yapıyorlar. Herkes ihtiyacı kadarını belirlenmiş yerlerden alır. Genelde Beyaz ve Krem giysiler kullanıyorlar. Bu yaşam felsefesi Agartha yaşam felsefesiyle paraleldir. Bölge tamamen dezenfeksiyon edilmiştir ve hastalık durumları yoktur ancak 300 ile 400 dünya yıl arası ömürleri var. Et ve hayvansal ürünlerle beslenmiyorlar. Pişmemiş Meyve ve sebze ve güneşin sıvılaştırılmış ve içecek olarak kullanılabilen ışığıyla besleniyorlar. Keza meyve ve sebzelerin besin değeri oldukça yüksek olduğundan başka bir besin kaynağına ihtiyaç duymuyorlar. 7.boyut frekansına ulaşmış olduklarından sadece ışıkla beslenen bireylere de sahipler. Alanlarının frekansı farklı olduğu için bizim dünyamızın fiziksel göz ve cihazlarıyla gözlemlenmesi imkânsızdır.
©Hazar Tandoğan; 28.07.2018; 18:00
Ilginc bir yazi. Tesekkurler. Bir cok soru ile dusundurdu. Ama neden hicbir kaynak vermediniz?
YanıtlaSilSanırım cinlerden bahsediyor.
Sil