Ana içeriğe atla

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

 

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi

 

UYARI:  Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.
 


    Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu.
Nüfusu azaltma ve kalan insanları sanal bir dünyaya bağlama girişimleri günden güne boyut değiştiriyor. Bill Gates’in sivrisinek çalışmalarının ardındaki gerçeği kaç kişi biliyor veya kabul edebiliyor? Ezoterik ve ideolojik nedenleri bilenler gerçeğin farkındadır.
Her halükarda insanlar olarak tarafımızı seçmek ve gardımızı almak zorundayız. Kendimizi korumak ve bu yolda doğanın bize sunduğu nimetlerden yararlanmak bizim için en doğru yöntem olacaktır.

Hiç uzatmadan bu yazımdaki esas konuya hemen gireceğim.



Peki, genetiği değiştirilmiş sivrisineklere karşı insanlar ne yapabilir?

Öncelikle karşımızda organik sivrisinekler yok. Genetiği değiştirilmiş doğal halini kaybetmiş, oldukça inatçı ve agresif bir tür var. Saldırgan olmalarının nedeni de zaten genleriyle oynanmış olmaları ve dengelerinin bozulmuş olmasıdır. Genetiği değiştiği için organik sineklere karşı kullandığımız yöntemler ne kadar etkili olur, bu şimdilik bilinmez ama deneye deneye bunu anlayacağız.
Önceliğimiz bu tür sivrisinek tarafından ısırılmamak olmalıdır. Oldu ki ısırıldık bunun için de çözümlerimiz olmalıdır.

 

Isırılmayı engellemek

  Bunun için herkesin kendine özgü yöntemleri vardır. Birkaç gündür bu konuya yoğunlaştığım için çeşitli önerilerle karşılaştım. Benim yıllardır Morgellon gibi rahatsızlıklar için önerdiğim Çay Ağacı Bitkisi Yağı tek başına bir mucizedir zaten ve hemen hemen her tür cilt rahatsızlığına iyi geliyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta hakiki Çay Ağacı Bitkisi Yağı yakıcı olduğundan zeytinyağıyla seyreltilmesi gerektiğidir. Her ne kadar cilde sürülse de ciltten emilerek en derine nüfuz ediyor ve kökünü kurutabiliyor. Bu bitkinin sabun, şampuan ve losyonları mevcuttur. Ayrıca yağı da kullanılıyor. Fakat yenmemelidir ve sadece cilde sürülebilir.

Uyarı:  Her insanın doğası ve bünyesi farklı olduğu için alerjik reaksiyonlar ve yan etkiler de görülebilir. Bu nedenle yağlar cilde uygulamadan önce el bileğine küçük bir damla sürerek test edilmelidir. Başta da belirttiğim gibi çocuklar, hamileler ve ciddi rahatsızlar varsa hekime danışılmalıdır.

 

Sivrisineklerin en sevmediği kokular

Lavanta, Portakal, Limon, Limon Otu, Ada çayı, Kadife Çiçeği, Karanfil, Okaliptüs, Defne, Reyhan, Sarımsak, Soğan, Sirke, Biberiye, Nane, Pelin Otu ve Kekik gibi keskin kokulu bitkiler.

Bu saydıklarımız arasında yağı olan bitkilerin yağlarını, olmayanların kendisini veya suda kaynatarak elde ettiğimiz suyunu kullanabiliriz.

Lavanta Yağı, Portakal Yağı, Limon Yağı, Okaliptüs Yağı, Defne Yağı veya yaprağı, Rehyan, Sarımsak Yağı veya ezilerek elde ettiğimiz suyu, Soğanın kendisi veya suyu, Biberiye, Nane ve kekik yağı, Pelin Otu Yağı.
 

Doğal Yöntemlerle İlaçlama:

Pelin Otu veya yukarıda bahsettiğim bitkilerden biri veya birkaçından sprey hazırlanabilir.  2 litre suda kaynatıp fısfıs ile evin duvarlarına ve köşelerine sıkmak bir çözüm olabilir.

Mekânda Bazı Bitkiler Bulundurmak (Çocukların ve Evcil Hayvanların Ulaşamayacağı Yerlerde Bulundurabilirsiniz.)

1-  Kedi Nanesi
2- Lavanta
3- Fesleğen
4- Reyhan
5- Nane
6- Kasımpatı
7- Adaçayı
8- Limon Otu
9- Biberiye
10- Kekik
11- Pelin Otu
12- Kadife Çiçeği
13- Defne
14- Okaliptüs



Ve tabii ki çocukların ve evcil hayvanların ulaşamayacağı bir yerde bulundurabileceğiniz Sinekkapan bitkisi veya Venüs Sinek Kapanı veya Böcekkapan bitkisi (İngilizce: Venus flytrap).




Nepenthes Suibriği de Etobur bitkilerden biridir. Sivrisinekler için iyi bir çözüm olabilir. Bu bitki de çocuklar ve evcil hayvanların ulaşamayacağı yerle konulmalıdır.

 


 

Bunun dışında Sinek Kapan cihazlar mevcut. Şayet ışık ve frekans olarak insana zararı yoksa kullanılabilir.


****

Isırıldıktan Sonra Ne Yapılabilir?

  Şayet ısıran sivrisinek Sarı Humma veya Batı Nil gibi virüslerin vücudumuza girmesine neden olduysa bunu hastalık kendisini gösterdiğini anlarız. Bu da 3-6 gün kuluçka süresinde gerçekleşir. Bizim öncelikli yapmamız gereken bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak olacaktır. Bunun için de elimizden geldikçe doğal beslenmeli ve özellikle D vitamini açısından kendimizi eksik bırakmamalıyız. Güneşin UV ışıklarının düşük olduğu saatlerde güneşlenmeliyiz.

Ayrıca her zaman önerdiğimiz CANLI SU oldukça önemli bir yere sahiptir. Vücudumuz dengede olmalıdır. Antioksidanlardan faydalanmalı ve doğada zaman geçirmeliyiz. İyonize Canlı Su tüketmeliyiz ki bu konu hakkında birçok defa paylaşımım oldu. Canlı su hakkında daha fazla bilgi için linkten videolara ulaşabilirsiniz. Ayrıca “Kör Tanrılar Küresel Asimilasyon” Kitabımı okumanızı tavsiye ederim.

https://www.youtube.com/watch?v=kh7VkNnY8WU

https://www.youtube.com/watch?v=8zYpspgNaks

 

Soğan ve Sarımsak:
Isırılan bölgenin kaşıntı ve kızarıklığını azaltmak veya engellemek için bölgeye soğan sürülebilir. Soğanı ikiye ayırıp kesikler atıyoruz. Suyu çıktığında ısırık olan bölgeye bir iki dakika uyguluyoruz. Bunu Sarımsakla da yapabiliriz.
Soğan ve sarımsak aynı zamanda iyi antioksidanlardır. Çiğ olarak tüketilebilir.


 

Çay Ağacı Bitkisi Yağı:


Hakiki Çay Ağacı Bitkisi Yağı tek başına kullanılmamalıdır. Zira ciltte yanığa neden olabilir. Zeytinyağıyla karıştırılabilir.
Yenilmez, harici olarak kullanılır. Cilde sürülür. Cilt rahatsızlıklarını önemli ölçüde ortadan kaldırır. 

Çay ağacı yağı aynı zamanda birçok mantar türüne karşı da etkili bir esansiyel yağdır. Çay ağacı yağının kimyasal içeriğinin büyük bir kısmı terpenoid sınıfında olan ve antiseptik özellik gösteren maddelerdir. Terpinen-4-ol, bu maddeler arasında en yoğun olarak bulunan bileşiktir.
 Isırılan bölgeye sürülebilir. Kaşıntı ve kızarıklığı engeller veya azaltarak iyileşmeye neden olur.

Yukarıda saydığımız Lavanta Yağı, Portakal Yağı, Limon Yağı, Okaliptüs Yağı, Defne Yağı veya yaprağı, Rehyan, Sarımsak Yağı veya ezilerek elde ettiğimiz suyu, Soğanın kendisi veya suyu, Biberiye, Nane ve kekik yağı, Pelin Otu Yağı. Isırılan bölgeye uygulanabilir.

***

04.09.2022 - Hazar Tandoğan

Yorumlar

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?

Özet olarak: Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir. Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz. Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor.  El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder. Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal al