Ana içeriğe atla

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?


Özet olarak:

Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir.
Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz.
Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor. 


El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder.
Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal alemi algılayamayan varlıkların karanlıklar lordu Demiurge’yi tanrı olarak gördükleri mevzuya da dayanır. Demiurge bir arkon lord’dur ve ruhsal alemi algılayamıyor. Bu nedenle kendini tanrı olarak benimsetmeye başladığı için Kadiri mutlak olan Yaratıcı güç Demiurge’ye “kör Tanrı” ismini verir. İşte burada ruhsal gözü kör olan bir varlık maneviyatı ve gerçek Yaratıcı’yı algılayamayan varlıktır. Onun izinden gidenler de 3.gözleri kör olan ruhsal alemleri bilmeyen topluluklardır. El ile veya yüzün yarıya bölünerek oluşturulan ve kapatılan bir göz işte bu arkon lordu ve onu tanrı sanan kitleleri ve bağlılıklarını temsil eder.  


Şeytanı tanrı sananlar ve onun izinden gidenler kördürler. Zira gerçek Yaratıcı’yı algılayamıyorlar. Bu hareketi yapmaları sağlanan kişiler de işte bu topluluğa ve tanrılarına olan bağlılıklarını bu şekilde ifade ediyor veya bilmeden ettiriliyorlar.

Öte yandan bir de pozitif anlamda kullanılan göz işareti var ki bu da 3.gözün kendisini temsil eder. Bu göz manevi alemi ve ruhsal boyutları algılamamız sağlayan epifiz bezidir. Her zaman açık olması gereken ve gerçek Yaratıcı güç olan Kadiri Mutlak’ı algılamamız sağlayan 3.gözdür. Ruhsal alemler ve maddesel alemler arasında köprü veya başka bir deyişle anten görevi yapan organdır.
3.Göz birçok insanda zaten açıktır. Fakat açıklık seviyesi kişiden kişiye değişmektedir. Tam olarak açılması kişinin birçok boyutu aynı anda algılaması anlamına geldiği için psikolojik olarak buna hazır olmayanlarda ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle metafizik saldırılara karşı kendilerini korumayı bilmeyenlere tavsiye etmiyorum. Normal olan tam açık olmasıdır fakat zamanla köreltildiği için yaşam biçimimiz ve gerçekliği algılama şeklimiz değişmiştir. Bu da bu konuda bilinçli olmayanlarda farklı bir gerçekliği algılamada sorunlar yaşamaya neden oluyor.

Keza antik zamanlardan beri DNA’sal müdahaleler sonucu 3.gözümüz köreltilmiş ve 100% açık olması da mümkün değildir.
Şayet evet birçok şeyi görmeye hazırım diyenler varsa maneviyatı güçlendirip rahmani boyutlara odaklı olarak frekansın yükseltmesi gerekir. 3.gözün güçlenmesinde Canlı Su tüketmek oldukça önemli bir etkendir. 

Canlı Su hakkında bilgi için lütfen linkteki videoyu izleyiniz. 


Ayrıca:
Fatımanın eli olarak bilinen sembol ise şifacılıkta özellikle sıkça karşılaştığımız semboldür. Elin ortasındaki göz hastanın vücudu üzerindeki gezdirline elin sorunlu ve hasta organ veya bölgeyi teşhis eden yetenek anlamına gelir. Fakat bu sembolün anlamı çeşitli eklentilerle değiştirildiği için kullanılmasını tavsiye etmiyorum.
 
Hazar Tandogan - 10.06.2022 , 15:54



 

Yorumlar

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

  Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi   UYARI:   Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.       Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu. Nüfusu azaltma ve kalan insanları