ŞAH DAMARINDAN SANA DAHA YAKIN

Varoluşun en önemli savunma kuralı gereği hiçbir negatif enerjinin ilahi enerjinin olduğu yerde barınma şansı yoktur ve Yaratıcı Tanrının/Allah’ın ışıksal (nur) parçası tüm canlı ve cansız maddelerde farklı yapı, özellik ve seviyelerde mevcuttur.

Dünyanın kendi merkezinde de bu özel enerji her zaman mevcudiyetini korur ve bu da gezegenin boyutsal durumunu belirler. İnsanlardaki ruh kaynaklı duyular daha yoğun bir şekilde kendini gösterir ki bu da insanı diğer her yaratılmıştan ayıran ve farklı kılan şeydir.

Esasen bu ilahi enerji maddede değil eterik veya süptil olan auranın bağlı olduğu merkezdeki enerjide daha aktif ve canlı bir şekilde mevcuttur. Bu noktada sicimler teorisi önemli bir konuma sahiptir. Bu dolaşım tüm hücreleri oluşturan atomların içeriğindeki elektron enerjisinin beden ve ruhu birbirine entegre eden enerjisi vasıtasıyla maddesel yapıya sahip bedenleri de sarmış durumdadır. İşte bu nedenle insanın özündeki ve asla negatifize olmayan bu güçlü enerji insan zatını kaynaktaki en yüce enerjiye bağlantısını sağlar ve insanı korur.

İnsanlardaki bu yoğun yüksek rezonansa sahip enerji zamansız ve mekânsızdır. Bu nedenle andan daha hızlı hareket ettiğinden iletişim ve etkileşim aracıdır. Sizin ve Yaratıcı/Allah’ın arasındaki bağ bu denli güçlü ve size sizden yakın bir işleve sahiptir. Dolayısıyla O’nunla sizin aranızda hiçbir engel yoktur ve hiçbir aracıya da ihtiyaç duyulmaz. İnsana şah damarından daha yakındır.

Buna göre engelleri kendiniz oluşturur, kendiniz kaldırırsınız. Aracıları bu etkileşim ve iletişim enerjisiyle benliğiniz/nefsiniz arasına müdahil ederseniz bağlantınızı ters veya yanlış yönlere sevk edebileceklerini göze almış olursunuz. Bu da olmanız gereken titreşim alanından sizi uzaklaştırır. Bu enerji bağına, Nur ipine sarılmak sadece insanları değil tüm canlıların korunmasına ve gereken enerjilerin etkinleşmesine neden olarak, ilahi bir manyetik kalkan oluşmasına olanak sağlar.

Sevgi ve Bilgelik Bütünle Olsun.

Hazar Tandoğan

18.09.2021-18:00