Ana içeriğe atla

İklim Değişikliği Yalanı

İklim doğal sürecinde zaten değişir ancak bu kadar hızlı gerçekleşmez. İklimler bilerek ve isteyerek dünyanın doğal yapısını bozmak için farklı uygulamalarla bozuluyor.

Bilimi dahi manipüle ediyorlar. Bize sunulan bilimselliğin büyük bir oranı sahte bilim kategorisindedir. Biz kendimiz bilimsel veri üretmeye başladığımızda da hemen el konuluyor NikolaTesla'da olduğu gibi. Üstelik şuan örneğin ben bilim insanı olmadığım için bilimsel bir teori ortaya attığımda doğruluk ve olasılık payı yüksek dahi olsa SAHTE bilim olarak görülüyor. Keza bilim insanı da olsanız birşey değişmiyor. Onlara köle olmayı reddediyorsanız, karalamak ve itibarsızlaştırmak için her yolu denerler. Ve tabii elinizdeki verileri de çalmak için !!! Çünkü bilim de onların kontrolü altındadır ve bilimsel verileri üzerinden de manipülasyonlar gerçekleşiyor. 


İklim değişikliği adı altında iklimi ve dünyanın yapısal, frekansal ve yaşamsal özelliklerini değiştirmeyi hedefliyorlar. Şöyle ki iklim değişikliğini kontrol altında tutma gerekçesiyle uyguladıkları kimyasal veya frekansal programlar (örn:chemtrail ) için bahaneleri olmalıydı ve bu bahaneler de iklim değişikliği yalanı üzerinden yaratılıyor ve uygulanıyor.
Yeterli bilgilendirme ve eğitimsel programların insanı iyi yönde geliştirdiğini bile bile bu yöntemi es geçiyorlar. Bir düşmana ihtiyaç var ve o düşman da onlar için İNSAN.


Bu nedenle "İnsan yok edilmeli, doğayı bozuyor" gibi düşüncelerin herkes tarafından kabul görülmesini sağlayarak Melez türlerin veya trashumanizmin meşrulaştırılmasını sağlamak gibi amaçlar güdülüyor. Greta vs.. bunlar hepsi planın bir parçası.
Öte yandan Chemtrails gibi kimyasal püskürtmeler ve Haarp gibi frekansal müdahaleler, son zamanlarda da uydular vasıtasıyla dünyamızın doğal yapısı ve frekansal özelliğini değiştiriyorlar. Yukarıda bahsettiğim melez varlıkların dünyada yaşayabilmesi için daha düşük titreşimli frekanslarda bir doğa oluşturulmalıdır. Daha açık yazayım; dünya bir alt boyut gezegenine dönüştürülmek isteniyor. Bu sebeple de iklimi o yönde değiştiriyor ve bunu da iklim değişikliği yalanı altında gerçekleştiriyorlar. 


Aşağıdaki yazı David Icke'nin İnsanoğlu ayağa kalk kitabından alıntıdır.

"Medya halkı iklim değişikliği programları ile adeta bombardıman ediyor, okul ve üniversitelerde çocuk ve gençlerin beyinleri yıkanıyor. Zihin kontrol yöntemlerinin en etkin olanlarından birisi de tekrardır. Bizim iklim değişikliğine dair tartışmaların sona erdiğine inanmamızı istiyorlar. Üstü kapalı bir şekilde, "Biz biliyoruz, siz işinize bakın, sorgulamaya gerek yok." diyorlar. Karbon Kültü için bu gündem, uzun zaman önce planlanıp yürürlüğe konmuştu. İllüminati'nin çevre planlarındaki en önemli organizasyonlardan birisi de, 1968'de kurulmuş olan ve Bilderberg Grubu, Dış İlişkiler Konseyi ve Trilateral/Üçlü Komisyon ile bağlantılı olan "Club of Rome" adlı kuruluşudur. Bunların hepsi, İngiltere' de, Balfour deklarasyonu'nun ardındaki Yuvarlak Masa Gizli Cemiyeti tarafından koordine edilen
birer Rothschild operasyonudur. Club of Rome'un kurucusu olan Aurelio Peccei, kuruluşun 1991 'de çıkan bir yayınında şöyle diyordu:
"Bizleri birleştirmek için yeni bir düşman arıyorsak, buna uygun olanlar kirlilik, küresel ısınma tehdidi, susuzluk ve kuraklık. Bütün bunlar insanların yüzünden oluyor, o halde
GERÇEK DÜŞMAN İNSANLIĞIN TA KENDİSİDİR."
"Club of Rome" küresel bir karbon vergisi çıkarmak ve yeni ekonomik düzeni sağlamak için baskı yapıyor ve dünya egemenliği planını gerçekleştirmek üzere insan yapımı iklim
değişikliği masalını kullanıyor. Çevre hareketinin öncüleri, "Elit Soy"un öjenikçilerinden Julian Huxley, Prens Phillip ve Bilderberg Grubu'nun uzun süreli başkanlarından, eski Nazi
SS subayı, Hollanda prensi Bernhard'dır. Dünya Vahşi Hayat Fonu'nu, şimdi de Doğa için Dünya Çapında Fon kuruluşunu bu üç kişi kurmuştur. Dünya Vahşi Hayat Fonu'nun kurulması
fikrini, bir Rothschild İllüminati cephesi olan UNESCO (Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu)'nun başkanı iken Julian Huxley vermişti.
Karbon Kültü'nün gerçeklerle hiçbir ilgisi yok, sadece tartışılmaz bir gerçeğin sürekli olarak tekrarlanmasından ibaret. Ancak Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim değişikliği Paneli'nin kurulması ve kontrol edilmesi işi oldukça manidar, çünkü Birleşmiş Milletler aslında bir Rothschild işi, bunun kanıtı da BM karargâhının New York'ta inşa edilmiş olan ana binasının arazisinin John D. Rockefeller tarafından verilmiş olması. Bu kuruluşun bilimsel bir kurum olduğu sanılır, ancak bu doğru değildir. Bilim kurulu paravanı arkasında tamamen politik bir kurumdur, müziğin notalarını kendilerine verilen kâğıttan okuyan
Bilim adamları tarafından manipüle edilir. Bu halka bilim adamlarının iklim değişikliği konusunda aşağı yukarı fikir birliğine varmış oldukları izlenimi vermek içindir.

09.01.2020 - Facebook ; ©Hazar Tandoğan -  İnstagram ; ©Hazar Tandoğan 


Yorumlar

  1. Zaten her şey birbiriyle çelişiyor. Neye inanıp, neye inanmaycagimizi tartışmamizin sebebi sonucu, belli bir ortam yaratılmış demektir: kargaşa...
    Bunların tek amacı, insanlık kendini yok etmezse, yok edecek ek planlar devreye geçer! Aydınlattığın için çok teşekkür ederim Hazar hanım,✨

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

  Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi   UYARI:   Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.       Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu. Nüfusu azaltma ve kalan insanları

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?

Özet olarak: Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir. Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz. Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor.  El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder. Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal al