Ana içeriğe atla

Geometri ve Frekans Etkileşimleri

İnsanoğlu geçmişini bilmediği gibi geleceğini de bilmiyor, sadece tahminler yapabiliyor. Oysa geçmişi bilmek geleceğimizi şekillendirmemize yardımcı olacaktır. Fiziksel dünyamızın dışında bu beden yapımızın çok ötesinde sonsuz âlemlerin olduğu gerçeğini asla inkâr edemeyiz. Uyuduğumuzda zihnimiz öte âlemlere bağlanır. Bedensel bağlılığımız azalır. Bilincimiz veya ruhumuz elektronsal âlemlere geçiş yapar.

Orada deneyimler kazanır. Uyandığımızda ise 3.boyutu algılamak için aracı olarak bedenimizi kullanır. Dolayısıyla 3.boyutta deneyimler yaşamak için bu boyuta uyumlu kütleyi kullanır. Bulunduğumuz bu evren kâinatta varolan binlerce evrenden sadece biri ve biz insanoğulları olarak henüz bu evrenin sınırlarını fiziksel planda algılamış değiliz. Zaten bilimsel verileri kullanarak evrenler arası yolculuklar mümkün olsa da henüz bu bilgiler bizim uygarlığımızın bu evredeki toplulukları için saklı tutuluyor. En azından toplumun büyük bir kısmı bundan habersizdir. Keza gezegenimizin bazı bölgelerinde evrenler arası yolculuklar yapabilmek için manyetik geçiş alanları olduğunu söyleyebilirim. Varoluştaki her şeyin bir şekli vardır. Zaten yaratımın esas prensibi matematiksel etkileşimler sonucu ortaya çıkmış geometrik ilişkilerdir. İç içe girmiş âlemler, boyutlar ve katmanlar sürekli birbiriyle ilişki ve etkileşim halindedirler. Onları birbirinden ayıran tek şey rezonans alanlarını etkileyen kütlesel ve süptil titreşim frekanslarıdır. Her bir alanda varolan her bir zerre veya her bir kütle, her bir gaz kümesi veya her bir eterik kütle ve süptil alan kendine özgü titreşim frekansıyla aynı amaçla dönmekte olan nedensel alanların içindeki her şey birbirinin titreşim alanlarını peryodik döngülerle etkiler. Bu etkileşimler bizim zamansal algımızın çok ötesinde kabiliyetlere sahiptir. Zira 3.boyut algısıyla bu alanlardaki etkileşimleri analiz etmek sadece parantezler içinde sınırlandırılarak mümkün olmaktadır.

 Alt planların titreşim frekansları düşük olduğu için düzensiz biçimdeki etkileşimler sonucu orada yaşayan varlıkların ruhsal dengeleri de etkilenir. Her bir kütlenin kendi içinde kaotik durumlar yaşanır ve bu kaotik durumlar yaşamsal
ihtiyaçları pozitiflik olan zerrecikleri olumsuz yönde etkiler. Üst boyutlarda etkileşimler daha dengeli ve daha düzenlidir. Dolayısıyla orada şekillenen etkileşimler pozitif anlamda bir hiyerarşik düzen sağlar. Buna göre alt boyutlardaki en mikroskobik zerrelerden tutun en devasa kütlelere kadar biçimsiz bir şekle sahip olurken üst planlarda daha biçimli ve dengeli geometri ve rakamsal etkileşimler hâkimdir.

Düşük titreşimli boyutlar kaba ve katıdır. Bu nedenle empatik bağlantılar ve etkileşimler neredeyse yoktur. Üst boyutlar ışıksal ve mülayimdir. Maddeselliği her iki alanda da görebilmemize rağmen sadece etkileşim yapabilen seviyelerdeki frekanslar bunu algılayabilmektedir. Katılıkta maddesellik oldukça sıkıdır ve bedensel yetenekler bu maddesel kaosu kıramaz ancak üst frekanslarda maddesellik aşılabilir ışıksal bir kütle gibidir. Zira geometrik etkileşimlerin kesişme alanları incedir ve fiziksel yapılar bizim boyut algımıza göre ışıksal formlar gibi görünürler.

Tüm bunlara rağmen evrensel bütünlük gereği tüm bu alanlar en dip noktadan en tepe noktaya kadar birbiriyle ızgara oluşturur ve birbirini etkiler. Dolayısıyla aralarında bir rezonans alanı vardır ve bu rezonans alanı değişkendir. Kırılgandır ama aynı zamanda elastiktir. Değişebilir veya ayrışabilir. Farklı alanlar oluşturabilir. Farklı evrenler doğurabilir.

Geometrik iletişim ve matematiksel etkileşimler sonsuz bir döngüye sahipler ancak frekans düzeyine göre ayrışırlar. Bir alanın frekans düzeyi kendi içinde aynı seviyede kalmaz. Yükselir veya düşer. Bu tamamen negatif ve pozitif kutupların birbirini itme ve bunun sonucu üstünlük gelme durumuna bağlıdır. Düşük veya yüksek yoğunluktaki tüm bu alanlar işte bu itme ve dönüşüm durumuna göre şekillenerek direnişe geçerler. Üst frekanstaki düzen kendi pozitif yapısını alt boyutlardaki düzensel kaosu gidermek ve ışığın en karanlık diplere kadar ulaşmasını sağlama amacıyla adeta bir örümcek gibi manyetik ağlar örmek için tasarlanmıştır. Bu ızgarasal ve belli sayısal geometrik düzene sahip olan ağ örüntüsü evrendeki en yoğun ışık alanından dışa doğru yayılarak tüm evrensel dengesizlikleri ve şekilsiz düzensizliği iyileştirmeye ve simyalamaya odaklı prensiplerle kodlanmışlardır. Geometri ilahi düzenin süptil yazılımı içerisinde pozitif niyetlerle donatıldı ancak her bir geometrik sembolün düzensizlik için negatif amaçlar yüklenerek insanoğluna sunulduğunu da söylemek istiyorum. Bu nedenle kaotik amaçlar yaratmak için kullanılan geometrik sunumların hiçbiri esas hakiki etkileşiminde değildir.

01.03.2019 14:20
©Hazar Tandoğan

Yorumlar

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

  Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi   UYARI:   Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.       Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu. Nüfusu azaltma ve kalan insanları

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?

Özet olarak: Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir. Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz. Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor.  El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder. Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal al