Ana içeriğe atla

Minda Kimdir?!

Küçük yaşlarımdan itibaren yaşadığım boyutsal, paranormal veya dünyadışı varlıklarla ilgili durumlara anlam vermeye başladığımda bilincimde birçok şey açılmaya başladı. Daha önceler bilgiler rüyada silik ve anlaşılmaz veya uyanıkken bilmediğim bir dilde geliyordu ve ben bunların ne olduğunu bir türlü çözemiyordum. 
2012’den sonra bilincim farkındalık kazanmaya başladı. Birçok şey yavaş yavaş yerine oturuyordu.  2016 ‘da tüm yaşadıklarımın dünyadışı varlıklarla alakalı olduğunu anladım. Buna eğitimler veya alınmalar, bilgi aktarımları, rüyada veya sezgisel olarak algıladığım rehber varlıklar da dâhildi.
Bunları fark ettikten sonra bilgi akışları şekil ve düzey değiştirdi. Önceleri çok yüzeysel ve kısıtlı geliyordu veya ben henüz bunları tam olarak çeviri yapamıyordum. Daha sonralar düzeyi değişti ve bilimsel veriler gelmeye başladı. Minda bunların bir kısmının kendi DNA ve Bilincimde saklı bilgilerin açılımı olduğunu söyledi ve bunu nasıl yapacağımı bana frekansal aktarımla öğretti. Öğrendiklerime göre üst boyut varlıklar alt boyuttaki varlıkları yukarı çekmekle mükelleftirler. Buna göre biz insanlar da kendi boyutumuzdan daha altta olan varlıkların tekamüllerinden sorumluyuz. Tekamünün en üst seviyesine yani hiçlik boyutuna ulaşmak için en üst seviyedeki varlıklar alt boyuttaki varlıkların tekamülünü bekler ve bunun için çalışır. Dolayısıyla bize göre negatif varlıklar olarak adlandırdığımız varlıkları bizim seviyemize çekmek hem bizden daha üst planlarda olanların, hem de bizim görevlerimiz arasındadır. Tekamül yasası böyle işliyor. 
 
Bilgiler geldiğinde zihnimiz gelen bu frekansal enerjiyi bildiğimiz bir dile çevirir. Önceleri ben bunu yapamıyordum. Birçok bilgiyi 3.boyut algısına göre çevirmek gerçekten çok zor, çünkü bizim boyutumuzda bunun ne kelimesel ne de algı anlamında karşılığı yoktur.

işte bu farkındalığa ulaştıktan sonra net bir şekilde algıladım; Minda arkturus konseyine bağlı gönüllü bir rehberdi. Arkturus konseyi de birçok diğer gezegensel konseyler gibi üst konseylere bağlı olarak faaliyet ediyor.
Minda, Arkturuslu bir erkek varlıktır. Önceleri bu varlıkların cinsiyeti olmadığını düşünüyordum ama Minda’nın yanında dişil enerjisi olan bir başka Arkturus’luyu görünce onların DİŞİL ve ERKEK enerjilerini ayırt edebilmeye başladım.



Minda 7.boyut bilinç ve titreşim frekansına sahip bir Arkturus’ludur. Bu varlıkların hepsinde ruhsal ve evrensel bilim anlamındaki tüm kategoriler aslında açıktır ama her birinin sorumlu olduğu dallar farklıdır.  Minda bizim algımıza göre isimlendirdiğimiz FİZİK bilimi dalından sorumludur ama tıp alanına da hâkimdir. Zaten onlarda TIP, FİZİK yasalarına tabi olan şifa ve iyileştirme mekanizmasıyla biliniyor ve tüm bilimsel dallar birbirine bağlantılı olarak gelişmiştir. Ancak bu 3.boyutun bilimiyle tamamen farklıdır. Yalnız bizim bulunduğumuz boyutun bilimsel kurallarını bizlerin yani dünyaya enkarne olmayı gönüllü olarak kabul etmiş 7.boyut bilinçler vasıtasıyla çözüyorlar ve buna göre Dünya için çözümler üretmeye çalışıyorlar.  

Daha sonralar deneyimlerim arttıkça ve evrenin boyutsal ve frekansal yapısını algılayıp idrak ettikçe bilinçsel olarak daha da ilerlemeye başladım ve işte bu sırada da Minda’nın aslında BEN’im bağlı olduğum RUH köküne bağlı bir diğer BEN’ olduğunu anladım. Bir diğer deyişle Minda benim Ruh ailemden biridir. Ancak o şuan Arkturus hayatını deneyimlerken ben de Dünya hayatını deneyimliyorum ve buradaki negatif veya pozitif aktiviteleri onlara rapor ederek çözümler üretme konusunda onlara ön bilgiyi aktarıyorum.

Titreşim frekansı olarak çok yüksek düzeyde bir enerjiye sahipler. 3.boyut bedeninde olan bizler için onları algılamak sadece 3.gözümüz üzerinden mümkün oluyor. Minda’yı bu şekilde algılıyorum. Bazen rüya veya astral boyutta görebiliyorum ve aslında o hep beni küçük yaşlarımdan itibaren eğitiyormuş ve bunu ben yeni öğrendim.
Onların da elbette fiziksel bedenleri var ama bu fizikselliği biz sadece onların titreşim düzeyine ulaşırsak algılayabiliyoruz ki bu da 3.boyut maddeselliğiyle yine aynı değildir.

Hazar Tandoğan - 08.02.2019



Yorumlar

  1. Görevli bir ruh olduğunuzu sizi takip etmeye başladığım zaman anlamıştım. Bize rehberlik ettiğiniz için çok şanslıyız. Teşekkür ederiz.
    Fügen İnal

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

  Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi   UYARI:   Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.       Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu. Nüfusu azaltma ve kalan insanları

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?

Özet olarak: Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir. Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz. Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor.  El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder. Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal al