Ana içeriğe atla

İşler Neden İstenildiği Gibi Gitmez?

Bazen, hayatın bazı evrelerinde işlerin istediğimiz gibi gitmemesinin en önemli sebeplerinden biri toplumsal frekans ortalamasının düşük olmasıdır. Sürekli bu görüşümü dile getirdim ve savundum. Savunmaya da devam edeceğim. İnsanlar bütün olarak frekanslarını yüksetmedikçe olumsuz durumlar yaşamaya devam edecekler. Toplumsal frekans seviyesi düşük olduğunda bu frekans ızgaralarının zayıf noktalarında bulunan insanların enerji alanını etkiler ki bunun bir çok nedeni var. Keza herşey olması gerektği gibi olur ancak Negatif bir duruma müdahale edilmesi de kaderin bir parçasıdır. Dolayısıyla olumsuz bir durumu değiştirme isteği de her zaman olmalıdır.
Bazen insanlar bilmeden yanlış adımlar atarlar, hedefe ulaşmak için yanlış yol izlerler ve bunların sonucunda gidişat istedikleri gibi gelişmez. Bazen insanlar olmaması gereken şeyin olmaması için engellenirler. Bu durum her ne kadar sıkıntı yaratıyor olsa da içinde barındırdığı hayırı gelecek yıllarda fark ederler.
Öncelikle atılan adımların neresinde yanlış yaptığınızı tespit etmeli ve düzeltmelisiniz. Düzeltmenize rağmen ve doğru adımlar atılmasına rağmen durum devam ediyorsa çevrenizi değiştirin. Mümkünse Şehir değiştirin. Bazen bulunduğumuz bölgenin frekansıyla uyumsuz olduğumuz için gereken adımları atmakta zorluk çekebiliriz veya doğru adımlar atabilmek için yeteri kadar sağlıklı düşünemeyiz.
Frekansınızı yüksek tutun ve işlerinizle ilgili pozitif düşünün. Bulunduğunuz ve ikamet ettiğiniz alanı/evi sürekli yüksek frekansta kalmasını sağlayın. Bunun için o alanı yeşillendirebilirsiniz, Ağaçlandırabilir veya çiçeklendirebilirsiniz. Sürekli frekansı yüksek doğal kokularla enerji yüklemesi yapabilirsiniz. Öte yandan Hayatınızı etkileyen negatif frekans kaynağını tespit edip bu kaynaktan uzaklaşın. Örneğin alışkanlıklarınızı değiştirin. Mesela sosyal medayda çok zaman geçiriyorsanız bu süreyi azaltın hatta münkünse bir süre hiç kullanmayın. İnernet ve Tv gibi frekans taşıyan ve ağa bağlı aracı cihazlarla geçirdiğiniz zmaanı gözden geçirin.
Özetle sizi iyi hissettirecek adımlar atınız öncelikle.
Durumun barındırdığı korkularınızla yüzleşin. Bu korkuların önemsiz olduğunu benimseyin.
Bu durumdan çıkabilmek neler yapmanız gerektiğini listeleyin ve uygulayın. Ancak bunları yaparken kesinlikle uygulamalarınız içinde negatif eylemler olmamalıdır.
Titreşim alanınız veya seviyeniz değiştiğinde ruhsal olarak rahatlamış olduğunuzda, daha doğru adımlar atabilmenz için daha doğru fikirler kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Negatif düşünce vorteksinde dönüp dolaşırsanız bu olumsuz durumun içinden çıkmanız zorlaşır. Yani sürekli kendinize işlerim ters gidiyor demeyin. Kendinize bunu kodlayıp durmayın. Zihninizi doğru cümlelerle kodlayınız.
Örneğin; "Aslında herşey olması gerektiği gibi, güçlü adımlarla daha iyi olacak ve cesaretle bu dönemi çok kolay atlatıyorum ve inanıyorum, herşey yolunda ve ben harika bir yolda ilerliyorum. Hedefim muhteşem ve hızlı bir şekilde bana yaklaşıyor"
Başarıların başlaması ve devam etmesi bu negatif vorteks alanından çıkabileceğinize inanmanızla başlar. İnanmalısınız ve adım atmalısınız.
İşte çeşitli sebeplerle bu vorteksin içinde girdiğiniz anda paniğe kapılıp kendinizi bırakırsanız negatif durumlar ardı ardına gelir. Dolayısıyla paniğe kapılmadan sakince düşünüp sağlam adımalar atmalısınız ama maalesef çoğu kişi bu girdabın içine girdiği ilk seviyelerde paniklediği için daha da derine batıyorlar ve çıkmaları zorlaşıyor. Çıkmak ise asla imkansız değildir.
Her girdap enerjisini kaybettiğinde ani bir sönme yaşar. Bu ani sönme ya girdabın enerjisi bittiğinde ya da sönmesine etki edecek bir müdahale sonucu kaybolacaktır. Onu korkularınız, stres ve kaygılarınızla beslerseniz büyümesine sebep olursunuz. Ancak bu girdabı görüp evet böyle bir girdap var ben onu söndürebilirim derseniz cesaretinizle oluşturduğunuz pozitif enerjiler üretilir. Unutmayalım ki Negatif vortekslerin kaybolmasına neden en önemli faktör onları farkedip görmek ve daha sonra yeterli pozitif enerjiler üreterek sönmesini sağlamaktır. Yaratıcı'nın o muhteşem enerjisi ise en güçlü pozitif enerji kaynağıdır.
Unutmayalım herkes hayatının belli bir döneminde bir veya birkaç kez boşlukları atlama evresini yaşar.
Yüzümüzde gülücük ve mutluluk daima yeşermeye devam ediyor.
01.09.2019 - 00:12 ; ©Hazar Tandoğan

Yorumlar

En Çok Okunanlar

Kuantum NOKTA Mikroiğne Aşılama ve BİLL GATES

Yazılarımın çoğunda antik dönemlerden günümüze insan DNA'sı üzerinde yapılan değişimler ve deformeler hakkında fikirlerimi beyan ettim. Bu girişimlerin en güncel aşmasını ifşa ediyorum;    Bill Gates;  Bill ve Melinda gates vakfı adı altında  bağlı olduğu bu karanlık oluşum,  (Buna anunnaki mi dersiniz, negatif plan mı, illuminati veya lusiferian; satanism vs...) insan DNA'sını değiştirmeye yönelik yeni bir tür çip üzerinde çalışıyorlar ve sanırım son aşamalarına dahi gelmiştir. Zaten koronavirüs salgınının amacı da insanları buna hazırlamaktır. Onların birbirini suçladığına bakmayın. ABD, Çin'i suçlar, Çin ABD'yi, Hepsi birbirini suçlar dururlar bu onların oyalama ve kafa karıştırma ve en önemlisi KORKU salma yöntemlerinden birdir. Bu yeni tip ÇİP Mikroiğne aşı sistemi olarak tanımlanıyor. KUANTUM yapılı bir nanoçiptir. Başka deyişle bir nanokuantum çip veya programlanabilir bir kuantum yazılım sistemi gibidir. Burada benim kendi düşünceme göre dah

Antarktika Uygarlığı

Dünya’nın her iki kutup bölgeleri olarak bildiğimiz ıssız ama aslında ıssız olmayan alanlarda oldukça yüksek teknolojik varlıklar yaşamaktadır. Her iki kutupta da üsleri olan ancak Güney kutbunda ana merkezleri olan Antarktika uygarlığının kökenleri çok antik dönemlere Atlantis’e kadar uzanır. Atlantis’in Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak inşa ettikleri bir uygarlık olduğunu söyleyebiliriz.   Antarktika uygarlığının Agartha ve Atlantis, Mu gibi antik medeniyetlerin devamı olduğunu da. Agartha’dan yüzeye çıkış yaparak medeniyet inşa eden Atlantis’lilerin oldukça mücadeleci bir geçmişleri var. Agartha inşa edilmeden önceki yüzey savaşları, Negatif ittifakın yüzeyi ele geçirilmeleri, bir süre sonra ise püskürtülerek geri çekilmeleriyle yüzeydeki Atlantis uygarlığı inşa edilmişti. Sirius’lular Orion’daki yaşamın özellikle dragonoid türlerce istila edilişinden sonra hareket geçtiler. Bu varlıklar Arkon’ların kontrolü altındadır ve halen evrenimizin farklı noktalarında istilacı ve s

Melezleme programı, Chemtrails ve Arkonlar ; İfşaat

Dünya, iklimini değiştirmiyor. Küresel ısınma da bir aldatmaca. Manipülatif bir söylenti. Dünyanın enerji alanı değişiyor. Dünya bizim için değil onlar için yaşanmaz frekansa ulaşıyor. Bu nedenle de iklimi değiştirmek ve dünyanın ısı, enerji ve atmosfer dengesini bozmak isteyenler var. Bunun için en gözle görülür uygulamalarıysa Chemtrails 'dir. Son zamanlarda özellikle de 1950’lerden sonra insanlık bilinç ve zihinsel algı olarak farklı ve önceki evreye göre daha yüksek bir seviyeye ulaşmak için önemli değişimler yaşamaya başladı. Bu değişimin insanlık için getireceği en önemli durumun bütünsel yükselişin temellerini oluşturmaya yönelik adımlar ve dünya genelinde farkındalıklar yaratarak insanlığın algısal ve titreşimsel yükselişine sebepler oluşturmaktır. Bir sonraki yüksek frekans insan varlığının oluşumuna sebepler yaratan yeni enerji rezonansları ve titreşim alanları yükselmeye odaklı ve yatkın olan biz insanoğulları için son derece önemli ve pozitif bir gelişme olsa da

Negatif Enerjiler ve Etkilerden Korunmak için Tavsiyeler

Metafiziksel olarak yaşanan negatif durumların ana sebebi frekansın düşük olmasıdır. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak frekans yükseldiği zaman negatif durumlar da zamanla ortadan kalkar. Özellikle negatif enerjili varlıkların etkisinde olduğunu düşünenlere tavsiyem, pozitif anlamda frekansınızı yükseltin. Bunun için de 1- En başta Yaratıcı'yla aranızdaki bağı güçlendirin. Bunun için ona odaklanıp dua edin. Sadece O'nu hissedin. O beşer değildir. Sizi duyar. Yeterki inanarak  ve samimiyetle ona odaklanın. Onun enerjisini ve yoğun sevgi frekansını algılamaya çalışın. 2- Hakiki gül suyu hergün evinize ve cildinize sürdüğünüzde zamanla frekansınızın arttığını göreceksiniz. Evinizin köşelerine koyacağınız büyük parçalar halinde kaya tuzu (küçük çocukların ulaşamayacağı) evinizin negatif enerjisini emer ve etkisiz hale getirir. 3- Doğayla zaman geçirin. Ağaçlara sarılın. Onlara sizdeki negatif enerjiyi almasına izin verin. Çiçekleri koklayın. 4- Çıplak ayak temiz t

Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma ve Derleme

  Sivrisineklere Karşı Bitkisel Öneriler Araştırma Derlemesi   UYARI:   Önereceğimiz çözümler Çocuklar, Hamileler, Kalp ve tansiyon hastalarında, alerjik bünyelerde ve diğer ciddi rahatsızlığı bulunan kişilerde Doktora danışarak ve Temkinli kullanılmalıdır.       Günümüzde insan veya insan formundaki diğer türlerin Tanrıcılık oynaması ve bu ilahi nizama karşı durmaları oldukça belirgin ve hissedilir hale gelmiştir. İnsanın yaratılışıyla başlayan bu sürecin belki de milyonlarca yıllık bir geçmişi vardır. Bu gün geldiğimiz noktada bilim ve ilim adı altında insanlara empoze edilen veya dayatılan olguların tamamının masum olduğunu düşünmek saflık olur. Biyolojik, kimyasal, Frekansal, Gıda, Giyim, Eğitim, Siyaset, Medya, Müzik ve aklımıza gelen her alan bu bilinmez sandığımız ama aslında bilinen aklın kontrolü altındadır. Son zamanlarda pandemiyle birlikte bu daha da hissedilir hale geldi. Aslında hep vardı fakat fark edilme seviyesi artmış oldu. Nüfusu azaltma ve kalan insanları

TEKGÖZ, 3.GÖZ Nedir? Ne Değildir?

Özet olarak: Antik medeniyetlerden günümüze kadar gelen birçok sembol vardır. Bunların çoğu tek bir anlama sahip değil birçok anlamı vardır. Tek göz sembolü de bunlardan biridir. Birçoğumuz bu sembolün negatif anlamı olan şekliyle tanıdık. Ancak temelde iki çeşit tekgöz sembolü olduğunu ve bunların her birinin düalitenin iki ucundaki anlamları temsil ettiğini bilmeliyiz. Sembolik olarak kullanılan tekgöz Horus’un gözü mitlerdeki anlatımları değerlendirdiğimde her iki anlamı da bir arada taşıdığını görüyorum. Aslında Horus’sun gözü düalitenin savaşını anlatıyor diyebilirim. Daha sonra hikâyenin yön değiştirmesiyle ve Seth’in kör kalmasıyla iki farklı manaya bürünüyor ve ayrışıyor. Biri aydınlık diğeri ise karanlık alemleri temsil eden semboller haline geliyor.  El ile veya başka bir şekilde kapatılıp oluşturulan tek göz sembolü karanlık varlıkları ve onlara bağlı toplulukları temsil eder. Bunun kökenleri ayrıca Gnsotik metinlerdeki karanlık alemde hapsolup ışık alem yani ruhsal al